Adli Tıp Bülteni
30 Aralık 2019

Kadına Karşı Şiddet ve Namus Konusundaki Çalışmamız Adli Tıp Bülteni’nde Yayımlandı

ile Emrah Konuralp
Share

Türkiye’nin en köklü adli bilimler dergisi olan Adli Tıp Bülteni’ne davetli yazarlar olarak bağımsız araştırmacı Mehtap Hamzaoğlu ile birlikte hazırladığımız “Türkiye’de Kadına Karşı Şiddetin Sembolik ve Doğrudan Biçimleri: Namus Olgusu ve Namus Cinayetleri” başlıklı çalışmamız, yayımlandı.

Çalışmamızda Pierre Bourdieu’nun güç ve tahakküm analizinden ve bunların modern toplumlarda toplumsal olarak yeniden üretilmesinden yola çıkarak, sembolik iktidar ve şiddet kavramları, kadına karşı şiddet açısından ve namus olgusu üzerinden ele alınmıştır.

Çalışmanın anahtar kavramlarından olan sembolik iktidar, zihinlere dünya ve toplum düzeni tasavvurunun ve ırka, dine, etnik kökene veya cinsiyete dayalı toplumsal bölünmelerin meşru ve doğal olduğunu empoze etme gücü olarak tanımlanabilirken sembolik şiddetin de toplumsal dünyamızı toplumun bütün üyeleri tarafından paylaşılan meşru ve “doğal” olarak varsaydığımız algı, düşünce ve eylem çerçevelerimiz olan bilişsel yapılar yoluyla gerçekleştirildiği söylenebilir.

Sembolik şiddet, aynı zamanda biliş ve tanıma eylemleri olan tüm tahakküm ve boyun eğdirme eylemlerini ve hiyerarşileri kapsar. Kadının tahakküm altına alınması, ataerkil bir toplum ve devlet düzenin kurulmasıyla gerçekleştirilmiştir. Doğrudan şiddete başvurmadan, toplumsal dünyaya ilişkin kodlamaların eğitim sistemi ve din gibi ortak algı çerçeveleri üzerinden kadına yönelik sembolik şiddetin, sembolik eril iktidarın ve tahakkümün korunmasında etkin rol üstlendiği görülmektedir.

Adli Tıp Bülteni’nde yayımlanan çalışmamızda da ataerkil düzenin dayandığı sembolik iktidarın kadının cinsel denetimini normalleştiren bir sembolik şiddet biçimi olarak namus olgusunun antropolojik ve sosyolojik gelişimi ile namusa dayalı bir doğrudan şiddet biçimi olan namus cinayetleri, Türkiye bağlamında incelenmiştir.

Makaleye aşağıdaki bağlantıya tıklayarak erişilebilmektedir.